23 Şubat 2011 Çarşamba

Önlisansla dev banka yönetecek

Türkiye'nin en büyük bankalarından biri olan Vakıfbank'ın yönetim kurulu üyeliğine TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in iki yıllık Çorum Meslek Yüksek Okulu Sosyal Bilimler Bölümü mezunu eski danışmanı Selahattin Toraman getirildi.
Toraman, Türkiye'deki devlet bankalarında yönetim kurulu gibi üst düzeyde görev alan tek önlisans mezunu kişi oldu. Toraman için, bankanın memur alımı için belirlediği ölçütler önemsenmedi.
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek'in soru önergesini yanıtlayan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Toraman'ın yönetim kurulu üyeliğine atandığı bilgilerini doğruladı. Bankacılık Yasası'nın "Yönetim Kurulu" başlıklı 23. maddesinde genel müdürlük için hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu yönetimi ve dengi dallarda en az lisans düzeyinde eğitim görmeleri koşulu yer aldığını anımsattı.
Babacan, mühendislik alanında lisans eğitimi alanlara da lisansüstü öğrenim görme ve bankacılıkta en az on yıllık mesleki deneyime sahip olma koşulu getirildiğine dikkat çekti. Bu koşulların yönetim kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlası için de arandığına değinen Babacan, "Bunun dışında kalan yönetim kurulu üyelerinin genel müdürde aranan mesleki eğitim ve tecrübe şartını taşımaları şart değildir" dedi.
Babacan, Dibek'in "Türkiye'de çok önemli bir banka olan Vakıfbank'ın yönetim kuruluna atanacak lisans mezunu kimse bulunamamış mıdır" sorusuna da "Kanunun 23. maddesi hükmünde belirtilen şartlara uyulması kaydıyla yönetim kurulu üyelerinin seçimi bankaların kendi ihtiyarındadır" yanıtını verdi.

20 Şubat 2011 Pazar

AKP kazanacak, seçime katılmıyoruz!

Büyük Anavatan Partisi Genel Başkanı Emanullah Gündüz, 2011 yılında yapılacak milletvekili genel seçimlerine katılmayacaklarını bildirdi.

Güncelleme:20 Şubat 2011 17:31
Gündüz, yeni hizmet binasının açılışına yaptığı konuşmada, partilerinin tüzel kişiliğinin 2009 yılının kasım ayında kazandıklarını belirterek, bugüne kadar altyapı hazırlıklarının tamamlandığını, tabanlarını oluşturduklarını söyledi. Bundan sonra aktif siyasetin içerisinde yer alacaklarını ifade eden
Gündüz, şunları kaydetti: 
 
"Bugün 2011 için stratejimiz, seçimlere katılmamaktır. Seçimlere katılma çoğunluğumuz olduğu halde seçimlere katılmıyoruz. Çünkü, siyaset akıl ve stratejik pozisyon belirleme işidir. Bugün 2011’de seçimlere katılarak elde edeceğimiz hiçbir şey yok. Gerçekler göz önünde bulundurulmalıdır. Bugün, siyasal anlamda Türkiye’de taşlar bu seçim için yerine oturmuştur. 2011 yine AK Parti’nin üstünlüğü ile sonuçlanacak bir seçimdir. Üç aşağı bir yukarı bugünkü Meclis aritmetiği ortaya çıkacaktır. Bu durumda seçime katılmak için para harcamak, enerji sarf etmek ve moral kaybetmek bizim için anlamsızdır. Biz, 2015’in iktidarıyız. Çalışmalarımızı buna göre yapıyoruz."
 
Gündüz, seçime katılmamalarına rağmen meydanlarda olacaklarını ve nisan ayından sonra Türkiye turuna çıkacaklarını dile getirerek, tüm ile ve ilçelere gideceklerini söyledi. Bunu yaparken Che Guevara’nın 23 yaşında başladığı siyasi mücadelesini örnek aldıklarını ifade eden Gündüz, "Bunu, Türkiye’nin Guevara’sı ve Milenyum’un Özal’ı olarak yapıyoruz" diye konuştu.
 
Gündüz, seçimlerde ne şekilde pozisyon alacaklarına önümüzdeki günlerde karar vereceklerini belirterek, "Bir partiyi destekleyeceğiz ya da bağımsız adaylarımızla seçime gireceğimizi ilerleyen dönemde Merkez kararla tespit edeceğiz ve paylaşacağız" dedi.
 
Gündüz, parti amblemi ile ilgili olarak da değerlendirmede bulunan Gündüz, "Çok fazla farklılık var. Diğerinde ANAVATAN yazarken bunda Büyük Anavatan yazıyor. Arı ise farklı yöne bakıyor. Peteklerin kıvrımları ve sayısı da farklı" dedi.
 
Konuşmasının ardından Gündüz, parti temcileriyle birlikte kurdeleyi keserek, yeni hizmet binasının açılışını yaptı.
 
"2030 KUŞAĞININ BAŞBAKANI OLACAĞIM"
Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada da Turgut Özal’ın misyonunun henüz sona ermediğini ve misyonun ileriye taşınması gerektiğini belirtti.
 
Anavatan Partisi’nin, Demokrat Parti ile birleşmesinden sonra bu misyonun yeniden sahiplenilmesi gerektiğine inandığı için 23 yaşında, genç bir üniversite öğrencisi olmasına rağmen Büyük Anavatan Partisi’ni kurduğunu anlattı.
 
Türkiye genelinde 59 ilde kısa sürede teşkilatlandıklarını ifade eden Gündüz, "Henüz 25 yaşımı doldurmadığım için seçilme hakkını da elde etmiş durumda değilim. AK Parti ve CHP sonrasına hazırlanıyorum. Kendimi ve partimi şimdilik seçim sahasında yıpratmak istemiyorum. 2030 kuşağının Başbakanı olacağım" diye konuştu.
 
Türkiye’nin en geç genel başkanı olma sıfatını taşıdığına dikkati çeken Gündüz, bunun tescili için Guiness rekorlar kitabına adaylık başvurusunda bulunduğunu söyledi. Guiness yetkililerinin, araştırmalarını sürdürdüğünü, tescil işlemlerinin sonucunu beklediğini dile getirdi.
 
Bazı siyasi partilerin gençlik örgütlerinde de görev aldığını belirten Gündüz, "bu partilerin, gençlerden bayrak asmak ve slogan atmak dışında bir beklentileri olmadığından" yeni bir parti kurmaya karar verdiğini söyledi.
 
Gündüz, Anayasa, siyasi partiler ile seçim kanunlarının yeniden düzenlenmesi ve gençlerin siyasete katılımlarının daha aktif hale getirilmesi gerektiğini savundu.
 
Gündüz, Türkiye’yi 2015-2030 yılları arasında yöneteceklerine inandığını ve bu konuda iddialı olduğunu sözlerine ekledi. 
 
AA

'Ölmek istiyorum' deyip yola atladı


Aksaray'da 20 yaşındaki Y.U., bir kuaförde çalışan arkadaşı 20 yaşındaki M.E. tarafından iddiaya göre tecavüze uğradıktıktan sonra jiletle bileklerini keserek intihara kalkıştı.

Güncelleme:20 Şubat 2011 17:01
Tecavüz iddiasıyla gözaltına alınan M.E.'de çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Armutlu Beldesi'nde yaşayan Y.U., 18 Şubat Cuma günü Aksaray kent merkezine gelerek bir kuaförde çalışan erkek arkadaşı M.E. ile buluştu. İki sevgili ardından M.E.'nin bir arkadaşının evine gitti. İddiaya göre M.E., genç kıza tecavüz edip fiili livata da bulundu. Yaşadığı olayın ardından hızla evden uzaklaşan Y.U., kent merkezindeki Kurşunlu Cami önünde, 'Ölmek istiyorum' diyerek yoldan geçen otomobillerin önüne atlayarak intihara kalkışı. Çevredekilerin ve polisin müdahalesiyle son anda kurtulan genç kız, ambulansla Aksaray Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Sinir krizi geçiren Y.U., yapılan tedavisinin ardından ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Burada psikolojik bunalımda olduğu için ölmek istediğini belirten Y.U., ifadesinin ardından Armutlu Beldesi'ndeki evlerine döndü. 
 
Genç kız dün akşam saatlerinde evlerinde bulunduğu sırada jiletle bileklerini keserek intihara kalkıştı. Durumu fark eden ailesi, Y.U.'yu Aksaray Devlet Hastanesi'ne getirdi. Tedavi altına alınan genç kız, doktorlara M.E. tarafından yalvarmasına rağmen zorla tecavüze ve fiili livataya uğradığını iddia etti. Doktorlar da hastane polisine haber verdi. Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde muayene edilen Y.U.'nun yaşadığı olayın gerçek olduğu ortaya çıktı. Olayın ardından M.E. yakalandı. Tecavüz iddiasıyla gözaltına alınan M.E., bugün çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
 
DHA

Libya'da katliam var!


Keskin nişancılar kalabalığa ateş açtı, onlarca kişi öldü. Toplam ölü sayısı 100'ü geçti. Aralarında Türkler'in de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Güncelleme:20 Şubat 2011 16:28
Tunus'ta başlayan Mısır'da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in görevini bırakmasıyla sonuçlanan yönetim karşıtı gösterilerin sıçradığı Libya'da eylemler katliama dönüştü. 
 Ülkenin ikinci büyük kenti olan ve olayların merkezi konumundaki Bingazi'de can pazarı yaşandı. Dün yaşamını yitiren 35 protestocunun toplu cenazesinden dağılan kalabalığa komandolar ve keskin nişancılar ateş açtı, onlarca kişi hayatını kaybetti.
 
Bir görgü tanığı, kurbanların hastaneye götürülmesine yardımcı olduğunu belirterek, "Onlarca kişi öldü, onlarca kişi. Tam bir katliamın ortasındayız" dedi.
 
DİN ADAMLARINDAN KATLİAMI DURDURUN ÇAĞRISI
Kanlı müdahalenin ardından harekete geçen 50 kadar Libyalı Müslüman dini lider, güvenlik güçlerinden, birer Müslüman olarak öldürmeye son vermelerini istedi.
 
ÖLÜ SAYISI 100'Ü GEÇTİ
Uluslararası İnsan Haklarını İzleme Örgütü, hastane kayıtları ve görgü tanıklarına dayanarak çarşamba günü başlayan olaylarda bugüne kadar en az 104 kişinin öldüğünü açıkladı.
 
TÜRKLER GÖZALTINDA
Libya haber ajansı Jana ise ülke istikrarını bozmayı hedefleyen bir "şebeke" üyesi onlarca Libya kökenli olmayan kişinin tutuklandığı bildirildi.
 
"Güvenilir" kaynaklara dayanarak verilen haberde, Libyalı yetkililerin, "ülkenin çeşitli kentlerinde" tutuklanan bu kişilerin "yabancı kökenli bir şebekenin üyesi oldukları ve Libya'nın istikrarını bozmak, Libyalıların güvenliğine ve ulusal birliğe zarar vermek için eğitildiklerini" söyledi. Ajans, soruşturmaya yakın kaynaklara dayanarak "Libyalı güvenlik organlarının, tutuklanan bu kişilerin Tunus, Mısır, Sudan, Filistin ve Suriye ile Türk uyruklu olduklarını ortaya koyduğunu" ileri sürdü. 
 
İNTERNET KESİLDİ
Ülkede internet erişimi dün sabahtan beri tamamen kesilmiş durumda. Gazeteci ve muhalifler, cep telefonu ve diğer yollarla görüntü ve haberleri dünyaya geçiyor.
 
Merkezi ABD'de bulunan ve internet trafiğinin gözetiminde uzman olan Arbor Networks şirketinin açıklamasında, dün Libya'da internet erişiminde kısıtlamaların olduğunu, geceyarısı da internet erişiminin "aniden kesildiği" belirtildi.
 
Öte yandan özel güvenlik güçlerinin Bingazi'deki protesto kamplarına baskın yaparak, bölgeyi temizlediği belirtildi. Görgü tanıkları, özel birliklerin sabaha karşı kentteki mahkeme binasının dışında kamp kuran, aralarında avukatlar ve yargıçların da bulunduğu yüzlerce göstericiye baskın düzenlediğini anlattı. Tanıklar, güvenlik güçlerinin çadırlardaki protestoculara göz yaşartıcı gaz sıktığını söyledi.
 
THY 3 UÇAK TAHSİS ETTİ
Ülkedeki çatışma ortamından Türkler de etkilenmiş durumda. Özellikle Bingazi ve Derne'deki Türk firmalarına ait şantiyelerde ciddi yağmalamalar ve Türk işçilere yönelik saldırı olduğu haberleri geliyor.
 
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Libya'da yaşayan Türkler’in gerektiğinde Türkiye'ye intikali konusunda çalışmaların başlatıldığını açıklamasının ardından Türk Hava Yolları 3 uçağını bu iş için tahsis etti.


LİBYA VE KADDAFİ
Uzun yıllar İngiliz ve Fransız idaresinde kaldıktan sonra 1951'de bağımsızlığını kazanan Libya, doğrudan halk yönetimi anlamına gelen Cemahiriye sistemiyle yönetiliyor.
 
"Devrim Lideri" unvanını taşıyan Muammer Kaddafi, 1976'da yayımladığı; İslami ülküler, sosyalizm ve Arap milliyetçiliğinin harmanlandığı, siyasi partiler ve temsili demokrasiyi reddeden "Yeşil Kitabı"nı temel olarak alarak, halkın görüşlerini halk komiteleri ve genel halk kongresi aracılığıyla sunabilmesine olanak tanıyan "Cemahiriye Sistemi"ne 2 Mart 1977'de geçti.
 
Libya lideri, ülkenin adını da Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi olarak değiştirdi.
 
Muammer Ebu Minyar El Kaddafi 1969'da yüzbaşıyken Kral İdris'e karşı yaptığı ihtilalden sonra albaylığa terfi etti. Kaddafi, ihtilalden sonra Devrim Komuta Konseyi Başkanı oldu. Bir yıl sonra da Başbakanlığı ve Savunma Bakanlığını da üstlendi.
 
Libya'da 1971 yılında, tek siyasi parti olan Arap Sosyalist Partisinin kurulmasından sonra 1972'de başbakanlığı devreden Kaddafi, 1976 yılında kendini devlet başkanı ilan etti.
 
1977'de Cemahiriye sistemine geçtikten sonra, 1979'da tüm görevlerinden istifa ederek kendini sade bir vatandaş ilan eden Kaddafi 1981'den bu yana Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutanı unvanını taşıyor.
 
1986 yılında ise ülkenin adına "büyük" sıfatı eklenerek Libya Büyük Sosyalist Arap Halk Cemahiriyesi oldu.
Libya lideri, 1992'de ülkeyi her biri ayrı bütçeye, yasama ve yürütme güçlerine sahip binden fazla yerel idareye ayırdı. Yerel idareler ve kongreler, Kaddafi'nin üyelerini özel olarak seçtiği Devrim Komitelerince denetleniyor.
 
Kaddafi, gerçek demokrasi olarak adlandırdığı cemahiriye sisteminin, "sahte parlamentarizm ve batı demokrasisinden çok daha başarılı ve demokratik olduğu" görüşünü savunuyor.
 
Doğusunda Mısır, güneyinde Çad ve Nijer, batısında Cezayir ve Tunus, kuzeyinde de Akdeniz'e sınırı bulunan Libya'nın 6,5 milyon dolayındaki nüfusunun yüzde 90 kadarını Araplar oluşturuyor.


11 Şubat 2011 Cuma

MÜBAREK SONUNDA GİTTİ !...


Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in görevinden istifa ederek, yetkilerini orduya devrettiğini açıkladı. Muhalifler, Mübarek'in istifasını Tahrir Meydanında kutluyor

Süleyman'ın televizyondan Mübarek'in görevinden istifa ettiğini açıklamasıyla birlikte, Kahire sokaklarının yanı sıra 25 Ocak'ta başlayan rejim karşıtı gösterilerin merkezi ve sembolü Tahrir meydanındaki büyük kalabalık da sevinç içinde haberi kutlamaya başladı.
Mübarek'in istifa ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman, Mübarek'in, devleti yönetme konusunda, Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'ni "görevlendirdiğini" söyledi. 
Süleyman, "ülkemizin geçmekte olduğu, güçlüklerle dolu gelişmeler çerçevesinde Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, bu makamından istifa etmeye karar verdi" dedi.
Muhalif liderlerden Muhammed El Baradey ise yaptığı açıklamada, "Bu benim hayatımın en mutlu günü. Ülkemiz onyıllar süren baskıların ardından kurtuluşa erişti" dedi. Baradey bundan sonra iktidarın iyi koşullarda devrinin söz konusu olacağını ifade etti.
Mübarek'in Kahire'den ayrılarak Kızıl Deniz'deki tatil beldesi Şarm Eşşeyh'e gittiği açıklandı.  
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Mübarek'in yetkilerini yardımcısına devrettiğini açıklamasının ardından, birkaç gün önce göreve getirilen iktidar partisinin genel sekreteri Hüssam Bedrevi istifa etti.
Bu arada Mübarek ailesinin İsviçre'deki mal varlığı da donduruldu.
MISIR ORDUSU AÇIKLAMA YAPTI
Mısır ordusu, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifasından sonra yetkileri ele almasına karşın bir meşru hükümetin yerine geçemeyeceğini, ülkenin yeni yönetiminin kurulması için Mısır halkının istekleri doğrultusunda alınacak önlemler ve yapılacak düzenlemeler konusunda daha sonra bir açıklama yapılacağını bildirdi.

Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin açıklamasını TV'den okuyan askeri sözcü, Mübarek'in "halkın çıkarları doğrultusunda istifa ettiğini" belirterek, ayaklanma sırasında hayatını kaybeden şehitleri selamladığını ifade etti. Sözcü, Mübarek'e, Mısır halkına katlılarından ötürü teşekkür etti.
MISIR'DA BUNDAN SONRA TANTAVİ ETKİLİ OLACAK
Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in istifasıyla Mısır'da bundan sonra Mübarek'in yetkilerini devr alan Savunma Bakanı Hüseyin Tantavi etkili olacak. Hüseyin Tantavi, 31 Ekim 1935'de dünyaya geldi. Mareşal Tantavi, 1991 yılından bu yanan Mısır Savunma Bakanı görevini yürütüyor. Mısır ordusunda çeşitli görevlerde bulunan Tantavi, Mısır'ın Pakistan'daki askeri ataşesi görevinde bulundu. Mısır'da 1989'dan bu yana Mareşal görevini alan ilk kişi olan Muhammed Hüseyin Tantavi, Birinci Körfez Savaşı'na da koalisyon güçleri saflarında katıldı.
"MISIR'DA ORDU PARLAMENTOYU FESHEDECEK"

Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin, parlamentoyu, kabineyi feshedeceği ve ülkenin Yüksek Anayasa Mahkemesi Başkanı ile yönetileceği öne sürüldü. Haberi veren El Arabiye televizyonu, ordunun bu konuda bir açıklama yapmasının beklendiğini kaydetti.
''SİLAHLI KUVVETLER YÜKSEK KONSEYİ'Nİ GÖREVLENDİRDİ"

Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifa ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman, TV'den yaptığı açıklamada, Mübarek'in, devleti yönetme konusunda, Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'ni "görevlendirdiğini" söyledi. Süleyman, "ülkemizin geçmekte olduğu, güçlüklerle dolu gelişmeler çerçevesinde Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, bu makamından istifa etmeye karar verdi" dedi. Süleyman, Mübarek'in, "devletin idaresi konusunda Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'ni görevlendirdiğini" kaydetti.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER: ZAFER GÜNÜ
Mısır'ın en büyük muhalif grubu Müslüman Kardeşler, Hüsnü Mübarek'in istifasından ötürü bugünün "zafer günü" olduğunu açıkladı. Müslüman Kardeşler'in eski parlamento grubu lideri Muhammed el Katatni Reuters'a yaptığı açıklamada, "Mısır halkını ve şehitleri selamlıyorum. Bugün, Mısır halkı için zafer günüdür. Devrimin en önemli hedefine ulaşıldı" dedi. Katatni, Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi tarafından atılacak bir sonraki adımı beklediklerini ifade etti.
BARADEY: ÜLKEMİZ KURTULUŞA ERİŞTİ
Muhalif liderlerden Muhammed El Baradey ise yaptığı açıklamada, "Bu benim hayatımın en mutlu günü. Ülkemiz onyıllar süren baskıların ardından kurtuluşa erişti" dedi. Baradey bundan sonra iktidarın iyi koşullarda devrinin söz konusu olacağını ifade etti.

4 Şubat 2011 Cuma

Rihanna'nın klibi 11 ülkede yasaklandı

Seksi şarkıcı S&M şarkısına çektiği kliple ortalığı karıştırdı
Rihanna son albümü "Loud"ın açılış parçası "S&M"e çektiği klibi salı günü yayımladı. Hafifmuzik'in haberine göre yayınlandığı ilk günden itibaren yoğun tepki alan ve üç günde 11 ülkede yasaklanan klip, youtube üzerinde ise 18 yaş uyarısıyla izlenebiliyor. MTV gündüz saatlerinde yayınlamak üzere klibin sansürlü bir versiyonunu hazırlarken, BBC Radio 1 ise klibi saat yediden önce yayımlamayacağını açıkladı. Rihanna'nın ABD'de ünlülerle girdiği kavgalarla tanınan blog yazarı Perez Hilton'u tasmayla dolaştırdığı klipte seksi şarkıcı lateks kostümü içinde bir grup gazeteciye işkence ediyor. Klibin yasaklanması ABD'de tartışmaları beraberinde getirirken, daha önce çok daha müstehcen klipleri yayına veren MTV'nin giderek muhafazakarlaştığı iddia ediliyor.


100 milyon doları reddetti!


Bu adam Google'ın teklifini elinin tersiyle itti!
 Sosyal iletişim ağı 'path.com'un kurucusu Dave Morin, Google’ın sitesi için yaptığı 100 milyon dolarlık teklifini reddetti.

Facebook'un eski yöneticisi olan Dave Morin (31), buradan ayrılarak kendi sosyal ağ projesi “path.com”u kurmuştu. Google, ileride facebook kadar popüler olabileceği düşünülen bu site için 100 milyon dolar önerdi ancak genç adam şirketinden vazgeçmedi. Napster adlı müzik paylaşım sitesini kuran bilişim dahisi Shawn Fanning’in de aralarında olduğu büyük bir ekip ile çalışan Morin, şirketi kendi olanaklarıyla büyütmek istediğini kaydetti.

Bilişimin merkezi Silikon Vadisi’ni yakından takip eden blog yazarı Mike Arrington, Google’ın bu teklifi yaptığı sırada Morin’in neredeyse hiç parası olmadığını yine de Google’ın teklifi yerine Kleiner Perkins adlı yatırım fonundan 8.5 milyon dolarlık sermaye almayı tercih ettiğini yazdı. “Path” Facebook’un aksine arkadaş listesini 50 kişiyle sınırlıyor, üyelerinin yüzde 20’sinin ise siteye hergün giriş yaptığı söyleniyor. Facebook’un 500 milyon üyesine karşı “Path”in şimdilik yalnızca birkaç yüzbin üyesi bulunuyor.

 

Mısır'da gergin bekleyiş

Mısır'da cuma namazı sonrası toplanan kalabalığın sayısı 1 milyona yaklaştı. Gösterilere katılan protestocular Mübarek iktidardan gitmeden Tahrir meydanından ayrılmayacaklarını belirtiyor.

 

 

 Mısır'da bir milyondan fazla gösterici Tahrir Meydanı'nda toplandı. İskenderiye kentinde de yarım milyon gösterici meydanda. Zekazik'de binlerce gösterici, Mühendisler bölgesinde 30 bin kişi, Mensura kentinde 100 bin kişi  toplandı.

Göstericiler, Mübarek gidene kadar protestolara devam edeceklerini belirtiyor. El Cezire Mübarek yanlılarının Tahrir Meydanı dışında toplandığını, ancak askerlerin bu kişileri gözaltına aldığını duyurdu.
Sokağa çıkma yasağının başlamasına rağmen göstericiler meydanda kalmayı sürdürüyor. Muhalefet liderlerinin taleplerini bildirmek için hükümet yetkilileriyle buluştuğu belirtiliyor.

Tahrir Meydanı'ndaki onbinlerce Müslüman gösterici cuma namazını kıldı. Göstericiler hep bir ağızdan "Git!Git!" sloganları atıyor. Göstericiler Mısır bayrakları sallayıp, ülkenin milli marşını okuyor.
İskenderiye kentindeki El Cezire muhabiri, İskenderiye merkezinde de onbinlerce kişinin toplandığını, Hristiyanların ve başka inançlardan protestocuların meydanda cuma namazı kılan Müslüman protestocuların çevresinde saldırılara karşı insan zinciri oluşturduğunu aktardı.
El Cezire,  Tahrir meydanındaki göstericiler arasında sızan onlarca güvenlik görevlisinin kimliklerinin deşifre edildiğini duyurdu.
El Cezire televizyonu ayrıca muhalif lider Muhammed El Baradey ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın da Tahrir meydanına geldiğini duyurdu.
Mübarek'e cuma gününe kadar süre tanımış olan muhalefetin bugün cuma namazı sonrası büyük gösteri ve başkanlık sarayına yürüyüş planlıyor.
Cuma hutbesinde gösterilerin ideolojik ya da dini amaçlar için gerçekleştirilmediği vurgulandı.
Cuma namazını kıldıran İmam Halid el Marakbi hutbesinde, "Özgür doğduk, özgür yaşayacağız. Zafere kadar sabırlı olmanızı istiyorum" dedi.
"Bizi temsil eden, taleplerimizi dile getiren bir partimiz yok. Müzakere etmek isteyen, buraya gelir, konuşuruz" diyen imam, cemaatle birlikte ölenler için gözyaşı döktü. Namaz sona erer ermez toplananlar Cumhurbaşkanı Mübarek için "defol, defol" sloganları attılar.
Tahrir meydanına gelen Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Tentavi de toplananlara ilk kez seslenerek, Mübarek'e atfen, "Size seçimde aday olmayacağını söyledi" dedi.
Ancak Mübarek yandaşı olduğu söyenen grupların göstericilerin bulunduğu Tahrir Meydanı'na taşlar, sopalar ve bıçaklarla dalmasıyla başlayan çatışmaların, bugün de devam edeceği belirtilirken, daha fazla can kaybından endişe ediliyor.
Çatışmalar sırasında iki grup arasında tampon bölge kurmakla yetinen ve müdahalede bulunmayan ordunun nasıl bir konum alacağı yine merak konusu.
REJİMİN TABUTUNA SON ÇİVİYİ ÇAKMAK İÇİN...Muhalif gruplar, "rejimin tabutuna son çiviyi çakmak istediklerini" söylüyor.
Muhalefet, çoğunun sivil giyimli polis olduğunu savundukları Mübarek yanlısı 'çetelerin' göstericilere saldırdığını da ifade ediyor.
Haberin Kaynağı